6 Ağustos 2025 Çarşamba

TABA-AmCham Stratejik İmza Töreni-Yılmaz Parlar

  

Stratejik İmza Töreniyle Güçlenen Bağlar

TABA-AmCham (Türk Amerikan İşadamları Derneği), 5 Ağustos 2025 Salı günü İstanbul Bahçeköy Life Park’ta düzenlediği “Üyeler Arası Network Buluşması ve Stratejik İş Birliği İmza Töreni” ile yine farkını ortaya koydu.

Etkinlik, Türkiye’nin küresel ticaretteki yükselen rolünü pekiştiren iş birlikleri, vizyoner konuşmalar ve önemli protokollere sahne oldu.

İş dünyasının önde gelen temsilcileri, sivil toplum liderleri, büyükelçiler ve yatırımcılar bu güçlü organizasyonda bir araya gelirken, Türkiye ile ABD arasında ekonomik ve kültürel köprülerin yeniden ve daha sağlam bir şekilde inşa edildiği mesajı verildi.

Katılımcılar için, Böylesine güçlü, vizyoner ve birliktelik duygusuyla dolu bir etkinlikte bulunmak, hem mesleki hem de insani açıdan umut vericiydi.

Türkiye’nin dünya ile kurduğu köprülerin sadece ekonomiyle değil, kültürle, vizyonla ve insanlık değerleriyle de örüldüğünü bir kez daha görüldü.

Süleyman Ecevit Sanlı Liderliğinde Vizyon Şahlandı

TABA-AmCham Başkanı Süleyman Ecevit Sanlı, konuşmasında hem Türkiye'nin küresel ekonomik sistemdeki potansiyeline dikkat çekti hem de derneğin kurumsal gücünü ve samimi iş birliklerini vurguladı.

“500’ü aşkın üyemiz ve 3 kıtadaki temsilciliklerimizle, Türk şirketlerinin küresel pazarda rekabet gücünü artırıyoruz. Bugün burada atılacak imzalar, sadece ekonomik değil, stratejik bir iş birliğinin başlangıcıdır.” Sözleri ile birlikte

Sanlı, New York’ta 25 Ağustos’ta düzenlenecek Türkiye tanıtım etkinliği ve savunma sanayii iş birliklerinin altını çizerek, “Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hep birlikte taçlandıracağız” dedi.

“Biz Türkiye’nin aydınlık geleceğine inanan ticaret erbaplarıyız” diyen Sanlı, 1987’de temelleri atılan bu değerli kurumun 1991 yılından bu yana Amerikan Ticaret Odası Türkiye temsilciliği misyonunu layıkıyla sürdürdüğünü hatırlatarak; şeffaflık, dürüstlük ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle ilerleyen yapının, ticari değil aynı zamanda insani bir platform haline geldiğini ifade etti.

Başkan Sanlı, konuşmasında savunma sanayiinden turizme, inovasyondan sosyal sorumluluk projelerine kadar birçok alanda Türkiye’nin yükselen bir merkez olacağını vurgularken, üyeler arası sinerjinin “içeride güç, dışarıda fark yaratma”nın anahtarı olduğunu vurguladı.

16 Stratejik İş Birliği Anlaşması

 Türkiye ve ABD Arasındaki Ticaret İçin Yeni Bir Sayfa

Etkinlik kapsamında 16 farklı şirketle stratejik iş birliği protokolleri imzalandı. Bu anlaşmalar sadece birer belge olmanın ötesinde, iki ülke arasında bilgi, sermaye ve inovasyonun karşılıklı akışını sağlayacak köprüler olarak tanımlandı.

Protokoller; enerji, teknoloji, savunma ve eğitim başta olmak üzere pek çok sektörü kapsayarak Türk şirketlerinin Amerikan pazarına daha güçlü adımlarla girmesini hedefliyor.

Barış Elçisi’nden Evrensel Mesajlar

Etkinliğin en dikkat çeken konuşmacılarından biri olan Birleşmiş Milletler Barış Elçisi ve İstanbul Milletvekili Av. Serkan Bayram, küresel düzeyde insan hakları ve özellikle engelli bireylerin hakları konusuna dikkat çekerek; İstanbul’un dünya engelli hakları merkezi olması yönündeki vizyonunu paylaştı.

Aynı zamanda “savaşa hayır, barışa evet” vurgusuyla ticaretin sürdürülebilirliği ve insanlığın ortak değerleri için güçlü bir mesaj verdi.

Diplomaside Tecrübenin Gücü

 Hasan Murat Mercan’ın Stratejik Değerlendirmesi

Eski Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan ise küresel ticaretteki belirsizliklerin arttığı bir dönemde TABA-AmCham gibi organizasyonların önemine değindi. “Bu gibi yapılar, belirsizliği bilgiyle ve güçlü ağlarla yönetmenin anahtarıdır” sözleriyle, dış ticaret vizyonunun ancak stratejik ortaklıklarla şekillenebileceğini vurguladı.

Murat Epli,

 “Yalnız Büyümek Değil, Birlikte Güçlenmek Hedefimizdir”

TABA-AmCham Berlin temsilcisi Murat Epli ise yaptığı konuşmada, TABA-AmCham’ın sadece Amerika değil, Türkiye-Afrika, Türkiye-Avrupa eksenlerinde de köprüler kurduğunu dile getirerek, iş birliklerinin bir vizyon projesi olduğunun altını çizdi: “Stratejik öneme sahip bu birliktelikler, geleceğin uluslararası iş modellerini şekillendirecek.”

GÖZE ÇARPAN FİRMA STANTLARI Ve İş Dünyasının Nabzı

Life Park’ın geniş açık hava alanında kurulan firma standları, katılımcıların ilgi odağı oldu. Adeta mini bir iş fuarını andırdı Yenilikçi ürünlerini sergileyen şirketler, Türk-Amerikan ticaretinin dinamiklerini yansıtan bir fuar atmosferi yarattı.  Enerji, yazılım, savunma, sağlık ve gıda sektörlerinden katılan firmalar, ürünlerini ve hizmetlerini tanıtma fırsatı buldu.

Ziyaretçiler, dijitalleşme odaklı çözümler sunan teknoloji firmalarına yoğun ilgi gösterdi. Özellikle savunma sanayi temsilcileri, yeni dönem ortak projeler için yatırımcılarla doğrudan temas kurarken; sürdürülebilir tarım ve sağlıklı gıda temasıyla dikkat çeken markalar da övgü topladı.

Etkinlik kapsamında, daha önce yaptığımız kısa bir sohbette görüşlerini paylaşan Prof. Dr. Semahat Demir, Amerika’daki kariyer yolculuğuna dair şu cümleleriyle dikkat çekmişti:
“Ben bir Türk olarak orada bir nevi elçiyim; başarıyı katkı sağlamakla tanımlarım. Amerika’da olmak, farklılıklardan güç almak ve bilime katkı sunmak demek.”

Öte yandan, TABA-AmCham Yüksek İstişare Kurulu Üyesi, başarılı iş insanı ve küresel girişimcilik konusunda söz sahibi isimlerden Zuhal Mansfield ise kısa sohbetimizde düşüncelerini net bir şekilde özetlemişti:
“Hayat cesurları sever. Cesur olan her kadın, küresel pazarda kendine yer açar.”

Bugün burada tanık olduğumuz şey sadece bir etkinlik değil, Türkiye’nin geleceğini birlikte inşa eden vizyoner insanların bir araya gelme çabasıydı.

TABA-AmCham bu sürecin sadece parçası değil, motor gücüdür. Başkan Süleyman Ecevit Sanlı başta olmak üzere, tüm emeği geçenlere yürekten teşekkürü hak ediyorlar. Türkiye büyüyor, güçleniyor ve dünyayla konuşuyor.

yilmazparlar@yahoo.com

1 Ağustos 2025 Cuma

GTD-“Ormandayız” Etkinliğiyle Gastronomi, Doğaya Ses Verdi-Yılmaz Parlar

 

Ormanlar Sadece Yeşil Değildir, Geleceğimizdir

Yangınlar sadece ağaçları değil, bir ülkenin hafızasını yakar…

Bugün karşı karşıya olduğumuz en büyük felaketlerden biri, orman yangınları. Oysa ormanlar sadece doğal değil; kültürel, ekonomik ve toplumsal bir mirastır. Onlar, toprağın nemini, havanın temizliğini, tarımın devamlılığını ve insanlığın sağlığını korur. Yangınlarla yok olan her orman, aslında geleceğimizin de külleridir. Bu nedenle bu yangınlar yalnızca çevresel bir mesele değil; aynı zamanda yerel üreticinin umudu, gastronominin hammaddesi ve turizmin doğal alanıdır.

“Ormandayız” Etkinliğiyle Gastronomi, Doğaya Ses Verdi

GTD’nin ormanda düzenlediği anlamlı etkinlikte hem doğa hem kültür konuşuldu

Gastronomi Turizmi Derneği (GTD), 30 Temmuz Çarşamba akşamı İstanbul Life Park Izoletta’da “Ormandayız” temasıyla çok özel bir etkinlik düzenledi. Bu yıl ilk kez açık havada, ormanlık bir alanda gerçekleşen organizasyon, orman yangınlarının etkilericoğrafi işaretli ürünlerin korunmasıgastronomi turizminin geleceği gibi konuları gündeme taşıdı.

Etkinliğe Türkiye Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TYGD) ile Fransa merkezli FIJET Türkiye de destek verdi.

Programa Damga Vuran Başlıklar

Orman yangınlarının coğrafi işaretli ürünler üzerindeki etkisi

Küresel ısınmanın gastronomi turizmine yansımaları

Yerel üreticilerin korunmasının stratejik önemi

Doğaya duyarlı üretim ve sürdürülebilir yaşam anlayışı

Gürkan Boztepe, “Bu İki Değer, Geleceğimizin Anahtarıdır”

GTD ve TYGD Başkanı Gürkan Boztepe, konuşmasında bu etkinliğin, orman yangınlarına karşı toplumsal farkındalık ve sosyal sorumluluk bilinci oluşturmak amacıyla orman içinde gerçekleştirildiğini vurguladı.

“Ormanlarımızı korumak kadar, Anadolu’nun zenginliğini yansıtan coğrafi işaretli ürünlere sahip çıkmak da çok önemli. Bu iki değer, aslında geleceğimizin anahtarıdır,” dedi.

Boztepe ayrıca, gastronomi turizminin yıllardır dünyaya anlatılması için çalıştıklarını belirterek; Nepal’den Dubai’ye, New York’tan Türkiye’ye Türk mutfağını ve değerlerini tanıtmayı sürdüreceklerini dile getirdi.

Kimler Katıldı?

Gecede sanat, siyaset, gastronomi ve kamu dünyasından birçok önemli isim yer aldı. Katılımcılar arasında İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Suat Parıldar, sanatçı Tamer Levent, Prof. Dr. Oğuz Özyaral, eski    Ayşe Ayşin Işıkgece, ünlü işletmeci Cüneyt AsanDr. Ender Saraç, FIJET Dünya Başkan Yardımcısı Delal Atamdede, TYGD kurucu üyesi Hüseyin Kurtoğulları, İstanbul Turizm Platformu yöneticileri Harun Tedik ve Enis Malik Kaya dikkat çekti.

Kurtoğulları’ndan Güçlü Mesaj, “Doğayla Barışık Toplum Kurmalıyız”

TYGD Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Kurtoğulları, İstanbul'un %44’lük orman varlığına dikkat çekerek, ormanların korunmasının yalnızca çevresel değil, aynı zamanda tarım ve kültür politikalarının da temel unsurlarından biri olduğunu söyledi:

“Cam, plastik gibi çevre kirliliğine neden olabilecek her şey potansiyel bir felakettir. Seksen altı milyon insanın çevre bilinciyle hareket etmesi gerekiyor.”

Ender Saraç, “Sağlıklı Gastronomi Dünyada Yükseliyor”

Ünlü sağlık uzmanı Dr. Ender Saraç ise konuşmasında gastronominin evrildiği yeni yönlere değindi:

“Artık dünya yalnızca lezzeti değil, sağlığı da arıyor. Türkiye’deki baharatlar, bitki çayları ve doğal ürünlerle sağlıklı gastronomide dünya lideri olabiliriz.”

Standlar Büyük İlgi Gördü

Etkinlikte yenilikçi içeceklerden gurme burgerlere, organik ürünlerden baharatlara kadar birbirinden özel lezzetler katılımcılarla buluştu.

Aı Drınk: Lezzetin Geleceğini Teknolojiyle Tasarlıyor

Etkinliğinin en dikkat çeken standlarından biri olan AI DRINK, ziyaretçilere geleneksel lezzetleri yüksek teknolojiyle harmanlayan içecek deneyimleri sundu. Markanın kurucusu Umut Kaya, iş dünyasındaki başarı hikayesini ve AI DRINK’in benzersiz ürün konseptini katılımcılarla paylaştı.

Türkiye’nin ilk buz üretim tesisi Nur Buz’u devralarak sektörde modernizasyonu başlatan Kaya, ardından Bobajoy gibi global bir markayı Türkiye’ye kazandırdı. Şimdi ise AI DRINK COMPANY ile moleküler lezzet analizi teknolojisini kullanarak sıfır alkol, sıfır şeker ve sıfır kalorili içecekler üretiyor.

Standı gezenler, markanın “Derin Lezzet Analizi” sayesinde klasik içeceklerin yeniden yorumlandığı özel tatları deneme fırsatı buldu. Moleküler Biyologun   bilimsel katkılarıyla geliştirilen ürünler, katılımcılar tarafından büyük beğeni topladı.

Meat Burger, Gurme Lezzetlerin Adresi

Etkinliğin bir diğer öne çıkan standı Meat Burger Gurme Mutfak, Osman Sağdıç’ın öncülüğünde damaklarda iz bırakan burgerleriyle yerini aldı. 2017’de Maslak’ta başlayan lezzet yolculuğunu kısa sürede genişleten marka, Balıkesir’den özenle seçilen %100 dana eti ve özel soslarla hazırlanan menüsüyle dikkat çekti.

Standı ziyaret edenler, Meat Burger’i    tatma şansı yakaladı. Marka, Türkiye ve yurtdışında franchise hedeflerini de etkinlikte paylaştı.

Meltem Evi, Organik Ürünler Ve Baharatlarla Doğal Lezzet

Meltem Evi standı ise organik ürünler ve doğal baharatlarla sağlıklı yaşamı destekleyen bir deneyim sundu. Katılımcılar, geleneksel yöntemlerle üretilen baharat çeşitlerini ve organik gıda ürünlerini inceleme fırsatı buldu.

Etkinlikte öne çıkan stantlardan biri de Dr. Aronia oldu. “Longevity” (uzun ve kaliteli yaşam) temasıyla hazırlanan bu stantta, antioksidan açısından zengin aronya meyvesi tanıtıldı. Yaşlanmayı geciktirici etkisiyle bilinen aronya, doğal üretim, pestisitsiz tarım ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle yetiştiriliyor.
Rainforest Alliance sertifikalı üretimiyle dikkat çeken marka, sağlık ve çevreyi buluşturan örnek bir iş modelini temsil ediyor.

Etkinliğe Destek Veren Kurumlar

Etkinlik aşağıdaki kurum ve markaların katkılarıyla gerçekleşti:

Aİdrink, Antiochia, Crowne Plaza Harbiye, Dr. Aronia, GT Anadolu, İzoletta, Kalbur Et, Kosifler Oto, Karaköy Güllüoğlu, Life Park, Meat Burger, Meltem’in Evi, Sabırtaşı, Tepe Gourmet, TYGD, Qurabiss, The Coffee Factory, Hatay Dayanışma Derneği, Efor Çay, Export, Vegan Derneği

Yeşil Vatanı Korumak, Geleceğimizi Kurtarmaktır

Ormanlar sadece nefes aldırmaz; üretir, besler, öğretir. Onlar bizim kültürel köklerimiz ve ekonomik geleceğimizdir. Yangınlar ise bu yaşam zincirini koparan büyük tehditlerdir. Bugün ormanı, çiftçiyi, ürünü ve turizmi aynı çatı altında düşünebilmek gerekiyor. “Ormandayız” etkinliği bu yönüyle yalnızca bir farkındalık gecesi değil, gelecek kuşaklara bırakılacak bilinçli bir mesajdır.

yilmazparlar@yahoo.com

23 Temmuz 2025 Çarşamba

Ümit Özdağ Türk Milletinin Yüz Akı-Yılmaz Parlar

 

Gerçek Bir Vatansever, Prof. Dr. Ümit Özdağ

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, sadece bir siyasetçi değil; bir vatansever, akademisyen, fikir adamı ve Türk milletinin karanlık oyunlara karşı en güçlü savunucusudur. Bugün yaptığı açıklamalar, geleceğimiz adına bir uyarı değil, haykırıştır.

“Türkiye Tehlikede!”

Prof. Dr. Ümit Özdağ’dan Tarihi Uyarı “Cumhuriyet Tarihimizin En Büyük Tehdidiyle Karşı Karşıyayız”

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, hem siyasi lider kimliği hem de milli güvenlik alanındaki akademik birikimiyle Türkiye’nin içinde bulunduğu tehlikeyi açık ve net bir şekilde ortaya koydu.
“Türkiye tehlikededir. Bu bir siyasal eleştiri değil, bilimsel bir gerçektir.”

 “Erdoğan–Bahçeli–Öcalan Modeli Türkiye’yi Bölüyor”

“Atatürk’ün kurduğu model tasfiye edilmek isteniyor.”

Özdağ, Cumhur İttifakı ile DEM’in kurduğu yeni siyasi düzenin üniter ve milli devlet yapısını ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu ifade etti. Yeni anayasa hazırlıkları ve “Erdoğan-Bahçeli-Öcalan modeli”, Türkiye’yi Lübnan, Irak veya Yugoslavya tipi bir bölünmeye götürecek adımların parçası.

 “Yeni Milli Kimlik Milliyeti Bitiriyor”

“Türkiye Türklerindir” ifadesi neden hedef alınıyor?

Prof. Dr. Özdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye Türklerindir” sloganına yönelik çıkışını da hatırlattı.
“Bu topraklar Türk milletinin vatanıdır. Kimliğimiz pazarlık konusu yapılamaz!”

 “İç Cepheyi Güçlendirmek Derken Neden 3’e Bölüyorsunuz?”

Etnik ve mezhepsel siyasetin Türkiye’ye faturası ağır olur.

Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı için Alevi ve Kürt önerisini değerlendiren Özdağ:
“Bu sistem yürürse yarın bakanlıklar da etnisiteye göre paylaşılır. Milli çıkarları kim savunacak?”

 “Pkk’nın Politik Hesapları, Emperyalizmin Ajandası”

“Siyonizm’in hizmetkârlığı ancak bu kadar açık yapılabilir.”

DEM’li vekil Sezai Temelli’nin “vaat edilmiş topraklar” sözlerini sert biçimde eleştiren Özdağ:
“Bu topraklar bizim vatanımızdır. Siyonist ve emperyalist hayallere geçit yok!”

 “Emekliye Zam Değil Açlık Reçetesi Verildi”

“4 milyon emekli açlığa mahkum edildi.”

Ekonomi politikalarını da topa tutan Özdağ, en düşük emekli maaşı ile halkın yaşam savaşı verdiğini vurguladı.
“Devlet israf içinde yaşarken, emekliler pazarda zeytin sayıyor.”

 “Ormanlar Yanıyor, Devlet Seyrediyor”

“Madencilik lobileri için doğamız kurban ediliyor.”

Zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını “milli felaket” olarak nitelendiren Özdağ:
“Bu yasa ile doğamız, gelecek nesiller adına katlediliyor.”

 “Yargı Milliyetin Değil, Mezhebin Temsilcisi mi Olacak?”

Yeni anayasa ile 66. madde kalkar mı?

Türk kimliğini tarif eden 66. maddenin kaldırılması planlarına dikkat çeken Özdağ:
“Türk milleti yerine Türkiyeli mi yazılacak? Yargı Türk milleti adına karar vermeyecek mi artık?”

 “Ağır Suçlular Devlete Meydan Okuyor”

“Ahmet Minguzzi tüm Türk milletinin evladıdır.”

Zafer Partisi Genel Başkanı, katledilen genç Ahmet Minguzzi davasında organize suç örgütlerinin gücüne dikkat çekti.
“Devlet, bu çeteleri korkutacak cezalarla yüzleşmeye davet edilmelidir.”

 “Chp’ye Açık Çağrı, Bu Oyuna Gelmeyin”

“DEM’in siyasi şantajına alet olmayın.”

Özdağ, Meclis’teki komisyonlar üzerinden Öcalan’a meşruiyet kazandırılmak istendiğini iddia etti.
“CHP, bu sürece destek verirse, Öcalan’a siyasi meşruluk kazandırmış olur. Bu, Atatürk’e ihanettir!”

Türk Milletinin Sesi, En Güçlü Kalesi, Prof. Dr. Ümit Özdağ
Ümit Özdağ, bugün yine tarih yazdı. Gerçekleri açıkça söyledi. Sessiz kalanların değil, doğruları korkusuzca dile getirenlerin yazacağı bir gelecek istiyorsak, bu sesi dinlemeliyiz. Türkiye tehlikede ama bu milleti kurtaracak cesaret ve bilgelik Zafer Partisi ve onun liderinde mevcuttur.
Geleceğe Ümit ile bakın.

yilmazparlar@yahoo.com

20 Haziran 2025 Cuma

Dört Kapı Anadolu Rüyası Lansmanı-Yılmaz Parlar

  

Anadolu’nun Kültür Hazinesi “Dört Kapı” Sahneye Taşındı

Forte Kültür Sanat Akademisi’nden Kültürel Bir Diriliş Hareketi

Forte Kültür Sanat Akademi’nin öncülüğünde hayata geçirilen “Anadolu Rüyası” projesi, bu yıl “Dört Kapı” temasıyla sahneye taşınıyor.

Kültürel mirası genç kuşaklara aktarmayı hedefleyen proje, yurt içi ve yurt dışında elde ettiği başarılarla dikkat çekiyor. Litvanya, Güney Kore ve Jeju Adası’nda Türkiye’yi başarıyla temsil eden ekip, 2025 yılında Brezilya’da yapılacak uluslararası yarışmada da sahne alacak.

Topkapı Kültür Parkında 19 Haziran 2024 Perşembe günü Lansmanı yapılan projenin açılış konuşmalarını Akademinin kurucusu ve projenin genel sanat yönetmeni Okan Gürbüz, İpek Yolu Kamu Diplomasisi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Başkanı Seyfullah Türksoy, Anadolu Folk Grubu Kurucusu ve Başkanı Göksenin İleri, yaptılar.

Akademinin kurucusu ve projenin genel sanat yönetmeni Okan Gürbüz, 28 yıllık halk dansları birikimiyle bu rüyayı 2015 yılında başlattı.

Lise ve üniversite öğrencilerine yönelik hazırlanan proje, sadece dans eğitimiyle sınırlı kalmayıp yaşam kültürü, sahne disiplini, makyaj ve kostüm gibi alanlarda da kapsamlı bir eğitim sunuyor.

Ankara, İzmir, Uşak ve Giresun gibi şehirlerde 8 ay boyunca süren çalışmalar sonucunda, 60 öğrenci 29 Haziran’da Ankara’da büyük bir gösteriyle sahne alacak.

Proje kapsamında Pomak, Bektaşi ve Süryani kültürlerinden esinlenilen danslar eşliğinde birlikte yaşamanın zenginliği yeniden yorumlanıyor. “Dört Kapı” temasıyla izleyiciyi mistik bir yolculuğa çıkaran gösteri, Anadolu’nun çok katmanlı kültürel yapısına dikkat çekiyor.

29 Haziran'daki gösterimin ardından proje Giresun, İzmir ve İstanbul’da sahnelenmeye devam edecek. Anadolu’nun kadim kültürünü yaşatmak adına önemli bir adım olan bu proje, aynı zamanda uluslararası arenada Türkiye’nin kültürel gücünü temsil etme hedefi taşıyor.


Anadolu Rüyası “Dört Kapı”yla Yeniden Hayat Buldu.
Forte Kültür Sanat Akademisi'nin kurumsal çatısı altında hayata geçirilen "Anadolu Rüyası" projesi, bu yıl “Dört Kapı” temasıyla başta Ankara olmak üzere birçok şehirde sahneye taşınıyor. Pomak, Bektaşi ve Süryani kültürlerinden ilham alan gösteri, Türk kültürünün zenginliğini ve çok sesliliğini sahneye taşıyor.

Forte Kültür Sanat Akademisi, Türkiye’de Bir İlk

Kurucu Okan Gürbüz: “Bu Rüya, Anadolu'nun Rüyasıdır”

Projenin mimarı, aynı zamanda genel sanat yönetmeni Okan Gürbüz, lansman konuşmasında; “Bu bir çocuğun rüyası olarak başladı. 28 yıl boyunca Anadolu'nun zengin kültürel mirasını sahnede taşımaya adadım kendimi. 2015'te ‘Anadolu Rüyası’ ile gençlere bu mirası aktarmak için yola çıktık. Sadece dans değil; yaşam biçimi, geleneksel bilgi, sahne makyajı ve kostüm eğitimleri de verdik.

Projeyi Diyarbakır'dan Edirne'ye, Adana'dan Giresun'a kadar yaydık. Bu yıl 60 öğrencimiz sekiz ay boyunca İzmir, Uşak ve Giresun’da hazırlandı. 29 Haziran’da Ankara’da sahne alacaklar. Ardından İstanbul, Giresun ve İzmir’de gösterilere devam edeceğiz. Bu proje, geleneksel formata sadık kalan ama geleceğe bakan bir kültür hareketidir.”

“Dört Kapı”, Farklı Kültürlerin Ortak Sesi

Bu yılki tema olan “Dört Kapı”, Pomak, Bektaşi ve Süryani kültürlerinden izler taşıyor. Her biri Anadolu’nun çok sesli kültürel mozaiğini temsil eden bu unsurlar, danslarla ve anlatılarla sahnede can buluyor. Gösteri, 55 dakikalık dramatik bir anlatımla seyirciyi dört farklı kapıdan geçirerek kadim bilgeliğe ulaştırıyor.

Seyfullah Türksoy, “Bu Kültür Markalaşmalı”

İpek Yolu Kamu Diplomasisi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Başkanı Dr.Seyfullah Türksoy, etkinlikte yaptığı etkileyici konuşmada şunları söyledi:

“Otuz beş yıldır Türk dünyasının her coğrafyasında kültürel diplomasi için çalıştım. Anadolu kültürü dünyanın en zengin hazinelerinden biridir ama ne yazık ki markalaşmayı başaramadık.

Marmaris’te, Kuşadası’nda sahnelenen yoz şovlar yerine kendi halk danslarımız, kültürel değerlerimiz tanıtılmalıydı. ‘Anadolu Rüyası’, bu eksikliği akademik bir yaklaşımla kapatıyor. Bu kıymetli projeyi gönülden destekliyoruz.”

Göksenin İleri, “Bu Gençlik Umut Veriyor”

Anadolu Folk Grubu’nun kurucusu ve usta eğitmen Göksenin İleri, sahneden gençlere ve projeye destek verdi; “Bu işi yıllardır yapan biri olarak söyleyebilirim ki; Okan Gürbüz’ün bu yolda yürümeye devam etmesi bizi hem mutlu ediyor hem gururlandırıyor. Her zaman yanındayım. Gençlerin bu projeye gönül vermesi, kültürümüzün yaşaması için büyük bir umut kaynağı.”





Sunucudan Mesaj, “Bu Sadece Bir Gösteri Değil, Kültürel Bir Davettir”

Etkinliğin sunucusu, lansmanın kapanışında; “Bu sadece bir sahne gösterisi değil; bu toprakların sesi, göçen geleneklerin hatırlatılması ve geleceğe bir çağrıdır. Anadolu Rüyası, hepimizi bu dört kapının ötesine, birlikte yaşamanın, üretmenin ve anı yaşatmanın değerine davet ediyor.”

Dünya Sahnesinde Anadolu Rüyası

Forte Kültür Sanat Akademisi'nin başarıları sadece yurt içiyle sınırlı değil. Litvanya, Güney Kore ve Jeju Adası’nda alınan dünya birincilikleri, Türkiye’yi uluslararası arenada başarıyla temsil ediyor. Bu yıl Brezilya’daki bir uluslararası festivale katılacak olan ekip, kültürel diplomaside yeni bir adım atmaya hazırlanıyor.

Gelecek Turne Takvimi

29 Haziran – Ankara Gösterimi
Temmuz – Giresun ve İzmir Gösterileri
Sonbahar 2025 – İstanbul Gösterimi ve ardından uluslararası turne

yilmazparlar@yahoo.com

.


17 Haziran 2025 Salı

Zafer Parti Başkanı Ümit Özdağ, BERAAT-Yılmaz Parlar

 Zafer Parti Başkanı Ümit Özdağ BERAAT…

149 Günlük Hukuksuzluk Bitti,

Ümit Özdağ’a BERAAT!

Silivri’den Türkiye’ye Adalet Mesajı, Özdağ Suçsuz!

Yargı Direndi, Hakikat Kazandı, Demokrasi Silivri'den Yükseldi

Türkiye Kazandı, Hukuk Kazandı, Demokrasi Kazanacak

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, 17 Haziran 2025 tarihinde yargılandığı davada yaptığı çarpıcı savunma sonrası beraat etti.

Bu karar, yalnızca bir bireyin değil, bir ülkenin adalet duygusunun yeniden inşası açısından tarihî bir dönüm noktası olarak kayda geçti.

Silivri Cezaevi’nde yaklaşık 149 gün süren tutukluluğun ardından, hukuk adına verilen bu karar, adaletin hâlâ mümkün olduğunu gösterdi.

Özdağ’ın “hukuk cinayeti” olarak nitelediği iddianameye karşı yaptığı savunma, yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü ve siyasi baskılara direnişin güçlü bir manifestosu niteliğindeydi.

Duruşma Günü

 Türk Milletinden Büyük Destek

Duruşma günü Silivri Adliyesi önünde adeta bir birlik ruhu hâkimdi. Zafer Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Ali ŞehirlioğluGenel Merkez Yöneticileriİstanbul İl Başkanı Hakan Akşitİl Başkan Yardımcısı Elvan Ersoy, çok sayıda il ve ilçe başkanı ile birlikte çeşitli partilerden liderler ve partililer, Özdağ’a destek vermek için salondaydı.

Türk milletinin farklı kesimlerinden yükselen bu dayanışma, davanın yalnızca bireysel değil, ulusal bir mesele olarak görüldüğünü ortaya koydu.

Zafer Otağı’na Vefa Ziyareti

Kararın ardından Ümit Özdağ, kar kış demeden cezaevi önünde kurulan “Zafer Otağı”nda nöbet tutan partililere vefa ziyaretinde bulundu. Çaylar içildi, teşekkürler edildi, duygular paylaşıldı.

Bu buluşma, yalnızca bir siyasi liderin halkıyla olan bağını değil, bir inancın, sabrın ve mücadelenin ortak zaferini simgeledi.

Savunmadan Satır Başları

 Adalet, Cesaret ve Gerçekler

Savunmasının başlangıcında, Özdağ, iddianamede delil olarak sunulan imzasız, mühürsüz ve isimsiz belgeleri sert şekilde eleştirdi. “Benim adım bile geçmeyen bir belgeyle yargılanıyorum” diyerek hukuki temelsizliğe dikkat çekti.

AKP ya da MHP üyelerinin suçları nedeniyle Erdoğan veya Bahçeli yargılanıyor mu?” sorusu ise salonda derin yankı uyandırdı.

“Suçsuzluğumu biliyorlar ama baskı var”

Savcılığın Kayseri’deki olayları, kendi paylaşımlarıyla ilişkilendirme çabasına karşı çıkan Özdağ, Kayseri Emniyeti’nin resmi raporlarında ne kendi hesabının ne de partinin resmi hesaplarının yer almadığını belgeledi.

“Hâkim Bey, Korkmayın”

Savunmasının sonunda Özdağ, hakimlere tarihi bir çağrı yaptı:

“Adalet için cesaret gerekir. Allah’tan başka kimseden korkmayın. Beraat kararı verin, çünkü bu yalnızca benim değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti kimliğinin sınavıdır.”

Ve karar geldi: BERAAT

BERAAT…

Bu Sadece Bir Mahkeme Kararı Değildir

Bu beraat kararı, yalnızca Ümit Özdağ için değil, ifade özgürlüğü, hukuk devleti ilkeleri ve demokrasi için mücadele eden herkes için bir umut ışığı oldu.

Türkiye, bir kez daha gösterdi ki; karanlık ne kadar derinleşirse derinleşsin, adalet ışığı er ya da geç parlayacaktır.

Dış basında da geniş yankı uyandırması beklenen bu beraat kararı, Türkiye’nin demokratik kazanımları açısından önemli bir örnek teşkil edecek.

yilmazparlar@yahoo.com

29 Mayıs 2025 Perşembe

Global HR Summit 2025 Gerçekleşti-Yılmaz Parlar

 

Yapay Zekâ ve İnsan Odaklı Geleceğe Yolculuk

Zirve, KREA M.I.C.E. Kurucusu ve CEO’su Seda Mızraklı Ferik’in açılış konuşmasıyla başladı. Ferik, insan odaklı teknoloji vizyonunun altını çizerken, liderlerin bu dönüşümdeki rehber rolünü vurguladı.

Global HR Summit 2025,

İnsan Odaklı Teknolojinin Zirvesinde Vizyoner Bir Liderlik

İnsan kaynakları sektörünün en prestijli buluşmalarından biri olan Global HR Summit 2025, bu yıl da iş dünyasının geleceğine ışık tutacak içeriklerle start aldı. Zirve, Mandarin Oriental Bosphorus İstanbul’da, KREA M.I.C.E. Kurucusu ve CEO’su Seda Mızraklı Ferik’in vizyoner açılış konuşmasıyla kapılarını açtı.

Zirve Başkanı olarak sahneye çıkan Ferik, insan odaklı teknoloji vizyonunun altını çizerken, liderlerin bu dönüşüm sürecindeki rehber rollerini güçlü bir şekilde vurguladı. Ferik, konuşmasında şu ifadeleri kullandı;

“Değişim, insanlığın en değişmez gerçeği. Sürekli değişen ekonomik ve sosyal koşullar, yeni çalışma modellerini öne çıkarırken; HR sektörü için de teknolojik gelişmeleri doğru kaynaklardan ve yakından takip etmek daha fazla önem kazanıyor. Bilgi başarının anahtarını simgeliyor. İş dünyasının değişimini ve dönüşümünü 'yapay zeka çağında' anlamlı bir şekilde yöneten ve 'insan odaklı' bir yaklaşımla benimseyen şirketler, sürdürülebilir başarıyı yakalayabiliyor.”

Beşinci yılında olan Global HR Summit, bu yıl da "Yapay Zeka, Teknoloji ve İnsan" temasıyla; insan kaynakları profesyonellerinin ilham alacağı, vizyonlarını yenileyeceği ve sektöre kalıcı katkılar sağlayacağı eşsiz bir platform sundu.

Alanında uzman konuşmacılar, interaktif oturumlar ve geleceğin iş dünyasına yön verecek konular zirve katılımcılarıyla buluştu.

Seda Mızraklı Ferik: HR Dünyasının İlham Veren Yol Göstericisi

Zirveye sadece organizatör kimliğiyle değil, aynı zamanda HR dünyasının vizyoner liderlerinden biri olarak damga vuran Seda Mızraklı Ferik, güçlü hitabeti ve stratejik yaklaşımıyla katılımcılara yön verdi. Ferik’in liderliğinde Global HR Summit, yalnızca bir etkinlik değil; dönüşümün, ilhamın ve insan odaklı dijital geleceğin adı haline geldi. Global HR Summit 2025, sadece bugünün değil, geleceğin liderlerini bugünden inşa ediyor.

Global HR Summit 2025, insan kaynakları alanındaki liderleri, danışmanları ve teknoloji öncülerini bir araya getirerek iş dünyasında dönüşümün nabzını tuttu. Zirve, hem içerik zenginliği hem de konuşmacı çeşitliliğiyle bu yıl da fark yarattı.

İnsan kaynakları ve iş dünyasının geleceğini şekillendiren en prestijli organizasyonlardan biri olan Global HR Summit 2025, İstanbul’da iş dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getirdi. Zirvenin bu yılki ana teması, “Yapay Zekâ Çağında İnsan, Liderlik ve Kurumsal Dönüşüm” olarak belirlendi.

Yapay Zekânın İş Hayatına Etkisi Masaya Yatırıldı

Günün ilk keynote konuşmalarında, Tribewanted Kurucusu Ben Keene, yapay zekânın pozitif etkilerini nasıl kullanabileceğimizi aktardı. Ardından HR Hacking Endüstri Analisti Matt Burns, şirketlerin AI teknolojisini stratejik olarak nasıl entegre ettiğini katılımcılarla paylaştı.

The Brick Coach Kurucusu Amale Ghalbouni ise “Yapay Zekâ Çağında Korkusuz Liderlik” başlıklı konuşmasında, belirsizlik içinde cesur kültürlerin nasıl inşa edileceğini anlattı.

Modern HR’ın Babası’ndan İlham Verici Sunum

Zirvenin en çok ilgi gören isimlerinden biri, “Modern İnsan Kaynakları’nın Babası” olarak bilinen Prof. Dr. Dave Ulrich oldu. “HR Teknolojisi, Yapay Zekâ ve İnsan Yeteneğinin Evrimi” başlıklı sunumunda, insan kaynaklarının dönüşümüne dair önemli stratejiler paylaştı.

Seda Mızraklı Ferik ve Pluxee Türkiye CEO’su Eda Uluca Özcan ise özel bir söyleşide dönüşümün merkezinde yapay zekâ, insan ve liderliği ele aldı.

İnovasyon, Öğrenme ve Kurumsal Kültür Konuşuldu

Chris Heemskerk inovasyon kültürünün küresel ölçekte nasıl geliştirilebileceğini anlattı. PeopleKult Ortağı Ivan Palomino ise davranış bilimiyle dönüşüm süreçlerini başarıya ulaştırma yollarını paylaştı.

Prof. Dr. Acar Baltaş, “Yapay Zekâya Karşı Bilgelik Zekası” sunumunda, insanın makineye karşı farkını ve insanlığın gelecekteki rehberliğini sorgulayan çarpıcı bir konuşma gerçekleştirdi.

Oturumlarında Stratejik Yaklaşımlar Öne Çıktı

Angelique Slob, geleceğin iş trendlerini insan odaklı stratejilere dönüştürmenin yollarını; Guillermo de Haro Rodríguez ise AI’ın kurumsal öğrenmede nasıl kullanıldığını aktardı.

Matthew Phelan ve Berna Şamiloğlu, çalışan mutluluğu ile kurumsal kültür arasındaki bağ üzerine ilgi çekici bir söyleşi gerçekleştirdi.

Psikolojik Dayanıklılık ve Hukuki Dönüşüm Gündemdeydi

Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, yapay zekâ çağında kurumsal ve ruhsal sağlığın önemine dikkat çekti. Hukuk, teknoloji ve liderlik kesişiminde gerçekleşen panelde ise Ayşe Naz DumanFazilet KarabacaklarKerim Müderrisoğlu ve Levent Kömür yeni çağın etik ve hukuki dinamiklerini değerlendirdi.

Global HR Summit 2025’te “Eşitlik ve Kapsayıcılık” Ekseninde Yeni Nesil Liderlik Masaya Yatırıldı

Global HR Summit 2025 kapsamında düzenlenen “Eşitlik ve Kapsayıcılık Ekseninde Yeni Nesil Liderlik” başlıklı panelde, Shell & Turcas CEO’su Emre Turanlı ile Yeniden Biz Eş Başkanı Selen Kocabaş, iş dünyasında değişen liderlik anlayışını katılımcılarla paylaştı. Panelde; teknolojinin yükselişi, kadın istihdamı, empati odaklı liderlik ve çeşitliliğin iş sonuçlarına etkisi gibi konular masaya yatırıldı.

Ezber Bozan Liderlik ve Öğrenme Kültürü

Shell & Turcas Petrol CEO’su Emre Turanlı, liderlerin artık geleneksel kalıpların dışına çıkması gerektiğini vurgulayarak, “Konfor alanımızdan çıkmak zorundayız. Teknoloji, beceri geliştirme için eşsiz fırsatlar sunuyor. YouTube’dan bile mikro öğrenmelerle kendimizi dönüştürebiliriz” dedi.

Turanlı, liderlerin yalnızca kendi sektörleriyle sınırlı kalmaması gerektiğini de belirterek, “Farklı sektörlerden beslenmeliyiz. Ben akaryakıt perakendecisiyim ama sağlık veya eğitimdeki yenilikleri işime nasıl uyarlayacağımı sorguluyorum” ifadelerini kullandı.

Kadın İstihdamı, Sosyal Sorumluluk Değil, Ekonomik Zorunluluk

Selen Kocabaş, kadınların iş gücüne katılımının ekonomik büyüme açısından vazgeçilmez olduğuna değindi:

Türkiye'de kadın istihdam oranı %30’larda. Oysa nüfusun yarısı kadın. Bu açığı kapatmak sosyal sorumluluk değil, ekonomik zorunluluktur.”

Shell’in otoyol istasyonlarındaki kadın istihdamı projelerinden örnek veren Kocabaş, “Kadın çalışan sayısını 5 yılda 5 bine çıkardık. Bu istasyonlarda müşteri memnuniyeti ve performans %8 daha yüksek. Kadın-erkek dengesi, iletişimi güçlendiriyor” dedi.

Ayrıca Manisa’da bir köy muhtarının, kadınları istasyonda çalışmaya ikna etmek için köy meydanında düzenlediği toplantıyı örnek göstererek, “Önyargıları kırmak için yerel iş birlikleri şart” ifadesini kullandı.

Teknoloji ve İnsan Arasındaki Denge

Her iki konuşmacı da teknolojinin insanın yerini almak için değil, onun yeteneklerini desteklemek için var olduğunun altını çizdi. Emre Turanlı, “Yapay zekâ verimliliği artırıyor ancak empati, uyum sağlama ve dayanıklılık gibi insani beceriler hâlâ liderliğin temel taşları” dedi.

Selen Kocabaş ise “Merak, öğrenme tutkusu ve tutku, yeni nesil liderlerin vazgeçilmezi. Karşı tarafı anlamak için ‘yaklaşılabilir’ olmalısınız” sözleriyle liderliğin duygusal zekâ boyutuna dikkat çekti.

Panelin Final Mesajı, Kolektif Başarı

Kocabaş’ın paneli kapatırken yaptığı vurgu, zirvenin ruhunu yansıtır nitelikteydi:

Birbirimize benzeyen değil, birbirimizi tamamlayan insanlarla çalıştığımızda değer üretebiliriz. Kapsayıcılık, teknolojiyi de içine alan bütünsel bir liderlik anlayışıyla ele alınmalı.”

Yapay Zekâ Çağına Hazır Bir İş Gücü Oluşturmak

EMEA Kurumsal Satış Başkan Yardımcısı Oliver Latham, Pearson, İş dünyasında bilinmeyen sulara yelken açıyoruz. 

Demografik değişimler ve yapay zekâ (AI), işletmeleri ve iş gücünü benzeri görülmemiş bir hızla dönüştürüyor. Ancak mevcut iş gücü, AI ve teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmek için gereken öğrenme hızına hazırlıksız.

Eğitim Sistemleri ve İş Dünyası Bugünün İhtiyaçlarına Cevap Veremiyor

2025’e yaklaşırken, bu sorun iki büyük nedenle daha da acil hale geliyor: demografi ve yapay zekâ.

Demografik Değişim, Dünya genelinde (birkaç istisna dışında) nüfus hızla yaşlanıyor. Doğum oranları son 20 yılda keskin bir düşüş gösterdi ve bu eğilim değişmiyor.

Uzayan Yaşam Süresi, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, 2050’de dünya nüfusunun %22’si 60 yaş üzerinde olacak (2015’te bu oran %12 idi).

Deneyimli çalışanlar emekli oldukça, yetenek tabanlı şirkeler zor durumda kalıyor. Sağlık, eğitim, sosyal hizmetler, üretim ve vasıflı mesleklerde gençlerin sayısı azalıyor. Bu da bu alanlardaki çalışanlar üzerindeki baskıyı artırıyor.

Teknolojinin Etkisi, AI İşleri Radikal Şekilde Değiştiriyor

AI’ın hızlı yükselişi, rutin işleri otomatikleştirerek birçok mesleği dönüştürüyor. Sadece veri girişi veya perakende satış noktaları değil; müşteri hizmetleri, satış destek ve sosyal bakım gibi "rutin olmayan" bilgi işleri bile otomasyon tehdidi altında.

2030’a kadar, işlerin %65’i için gerekli beceriler değişecek.

85 milyondan fazla iş pozisyonu boş kalabilir.

AI destekli karar verme sistemleri, yeni becerilere olan talebi artıracak: Prompt mühendisleri, veri küratörleri, sorumlu AI uzmanları gibi.

Kritik insani beceriler (eleştirel düşünme, yargı, empati, uyum sağlama, problem çözme) daha da önem kazanacak. Ancak bu beceriler geliştirilmezse, ekonomik kayıplar trilyonlarca dolara ulaşabilir.

Bireyler ve Ekonomiler İçin Riskler

Bireyler, Sürekli değişen iş gereksinimleri, daha düşük kazanç ve iş güvencesizliği anlamına gelebilir.

Şirketler, Nitelikli çalışan bulamama sorunu büyüyor.

Hükümetler, Ekonomik gücün birkaç "süperstar firma"da toplanması, eşitsizlikleri derinleştiriyor.

Pearson’ın "Lost in Transition"raporuna göre:

ABD’de yıllık geçiş kaybı: 1,1 trilyon $

İngiltere’de 96 milyar $ (GSYİH’nın %4’ü)

Türkiye’de yaklaşık 50 milyar $

Bu kayıpların arkasında, gelir kaybı, iş güvencesizliği ve geride kalma korkusu yaşayan insanlar var.

Çözüm: Beceri Yollarını Yeniden Tasarlamak

Eğitim Kurumları, Müfredatı, gençlerin iş gücüne hızla adapte olabilmesi için çoklu eğitim ve mesleki yollara uygun hale getirmeli.

Bireyler, Kendi beceri yolculuklarını planlamalı ve geleceğe hazır yetenekler geliştirmeli.

İşverenler, Çalışanlarını yeniden yetkinleştirme (upskilling & reskilling) programlarına dahil etmeli.

Artık kariyerler doğrusal değil, dinamik. İnsanların iş, rol ve sektör değiştirme sıklığı tarihte hiç olmadığı kadar yüksek.

AI ile Verimlilik Artışı: Türkiye’de Haftada 23 Milyon Saat Tasarruf Mümkün

Pearson’ın analizine göre, üretken AI (generative AI) sayesinde:

İngiltere’de haftada 19 milyon saat (araştırma, kayıt tutma, veri toplama gibi işlerde) tasarruf edilebilir.

Türkiye’de bu rakam nüfusa oranla haftada 23 milyon saati aşabilir.

Kazanılan zaman, insan becerilerine odaklanmaya ayrılabilir,

Yaratıcı düşünme, İş birliği, Karar verme, Empati ve liderlik

Avrupa’da 3 Büyük Sektörde AI’ın Etkisi:

Eğitim, Haftada 830.000 saat tasarruf (ders planı hazırlama yerine öğrenci odaklı çalışmaya zaman ayırma).

Tıp, 507.000 saat (tıbbi kayıt ve randevu otomasyonu, hemşirelerin hasta bakımına daha çok zaman ayırması).

Bilişim, 850.000 saat (kodlama desteği ve uzman bilgi yönetiminde verimlilik).

Geleceğin İş Gücü İçin Harekete Geçme Zamanı

AI devrimi, insan becerileriyle dengelendiğinde verimlilik, yenilikçilik ve büyümeyi artırabilir. Ancak öğrenmeyi öğrenmek artık en kritik yetenek.

Hükümetler, şirketler ve bireyler iş birliği yapmalı. Aksi takdirde, beceri uçurumu derinleşecek ve ekonomik kayıplar kaçınılmaz olacak.

Zirvenin kapanış söyleşisinde ise Adil Yıldırım, iş dünyasında duygu durumu yönetimi ve içsel denge üzerine katılımcılara ilham veren bir sohbet sundu.

yilmazparlar@yahoo.com

24 Mayıs 2025 Cumartesi

Altın İnsan Ödülü Azade İslamova’ya-Yılmaz Parlar

  

Altın İnsan Ödülü, Kadın Haklarının Mücadeleci Ruhuna Gitti

Tomris Hatun’un Mirasçısı Altın İnsan

Azade İslamova’ya Türk Dünyası adına  Büyük Onur

Mihrabat Korusu’nda düzenlenen ve iş, sanat, akademi ile sağlık dünyasının seçkin isimlerini bir araya getiren görkemli törende bu yılın en anlamlı ödüllerinden biri Özbek Kadın Hakları Derneği Başkanı Azade (Ozoda) İslamova’ya takdim edildi.

Altın Kalem, Altın Deklanşör, Altın Fırça, Akademik Altın Kalem ve Dünya Sağlık Ödülleri’ni tek bir vizyonda buluşturan Sayime Serra Erdoğan’ın öncülüğünde oluşturulan Altın İnsan Ödülleri, bu yıl Türk Dünyası adına “Tomris Hatun” olarak anılan Azade İslamova’yı onurlandırdı.

Derinlikli Bir Ziyaret, Etkileyici Duygular

Törene katılamamış olsam da, bu anlamlı başarının yankılarını ilk ağızdan dinlemek ve Türk kadınının sesi olan bir öncüye teşekkür etmek adına, Özbek Kadın Hakları Derneği’nin ofisinde Azade İslamova’yı ziyaret ettim. Kapıdan içeri girdiğim andan itibaren, sade ama kararlı bir liderin vakur duruşuyla karşılaştım.

O yalnızca bir hak savunucusu değil; aynı zamanda geçmişin ilhamını geleceğe taşıyan bir ışık, Türk kadınının küresel vicdanı oldu. Konuşmamızda gözlerindeki parıltı, aldığı ödülün sadece bir plaket değil, yılların mücadelesinin tescili olduğunu haykırıyordu.

İslamova, “Bu ödül sadece bana değil, haklarını ifade edemeyen tüm kadınlara”

Gurur, heyecan ve mütevazılıkla dolu duygularını paylaşan İslamova’ya uzattığım mikrofonu şu sözlerle doldurdu

“Altın İnsan ödülünü şahsım adına değil, Özbekistan’dan Türkiye’ye, Kırgızistan’dan, Kazakistan’dan, Türkmenistan’dan,  Dağıstan’a Azerbaycan’a kadar yani Türk dünyasında her zorlukta dimdik duran Türk kadını adına aldım. Bu ödül, pasifleştirilmek istenen, görmezden gelinen ama asla geri adım atmayan tüm kadınların yüreğine dokunsun istiyorum. Bu ödül, tüm dernek hizmet gönüllüsü yönetim kadrosunun, üyelerimizin, çalışanlarımızın, Özbek kadınlarının ve Türk dünyasının ortak başarısıdır. Birlikte daha güçlüyüz.” dedi. Sadece hak konusunda değil eğitimden  istihdama kadar pek çok konuda kadına dokunan pamuk eller..

Bir Kadın Liderinin Nefes Kesen Başarısı

Azade İslamova, yıllardır sürdürdüğü adalet, eşitlik ve insan hakları mücadelesiyle sadece Özbekistan’da değil, tüm Türk coğrafyasında bir sembol haline geldi. Bu ödül, onun kararlı duruşunun ve emeklerinin en anlamlı taçlandırılışı oldu.

Bir Derneğin Çok Ötesinde, Mücadeleyle Yoğrulmuş Bir Misyon

Özbek Kadın Hakları Derneği yalnızca bir sivil toplum kuruluşu değil, aynı zamanda kültürel belleğin direniş noktası. Kadının sesi olmakla kalmayıp, Türk kadınının tarihsel rolünü bugüne taşıyan bu dernek, İslamova’nın liderliğinde uluslararası alanda da dikkat çeken çalışmalara imza atıyor.

Yürekten Tebrikler, Kadının Adı Bu Topraklarda Altın Harflerle Yazılıyor

Kendisine bir kez daha yürekten tebriklerimi sunuyorum. O, sadece Özbekistan’ın değil; Türkiye’nin, Türk dünyasının, insanlığın altın kalpli temsilcisi...

Bugün onunla aynı odada bulunmak, bir kadının inancının nasıl uluslara ilham verebileceğine tanıklık etmek gibiydi.

yilmazparlar@yahoo.com

TABA-AmCham Stratejik İmza Töreni-Yılmaz Parlar

    Stratejik İmza Töreniyle Güçlenen Bağlar TABA-AmCham (Türk Amerikan İşadamları Derneği) , 5 Ağustos 2025 Salı günü İstanbul Bahçeköy Lif...